İş çıkışı arkadaşların ısrarıyla Readingdeki Red Hat Sala Kulübüne gidiyoruz. İlk ders denemek amaçlı ve ücretsiz. Bir kafenin üst katında, farklı seviyeler için farklı odalarda dersler var. Eş getirmek gerekmiyor ve sadece email adresinizi boş bir kağıda yazmanız yeterli oluyor.
Tangodan sonra salsanın giriş dersi biraz basit biraz da adımları saymak gereliliğinden farklı geliyor. Ama müziğinin daha eğlenceli oluşu ve ileri seviyedekilerin dansını görünce öğrenmeye değer diye düşünüyorum. Eğlenceli geçen bir saatin ardından hemen yandaki British Pub a geçiyoruz. Aslında burası Charles Dickens'ın yeri diye biliniyor. İçeride Charles Dickens a ait dökümanlar, yazılar vs asılı ve tam bir ingiliz pub u. Charles Dickens tabelasının altında loş ışıkta çekmeye çalıştığımız resimlerden ve 1er biradan sonra bilardo mu oynasak diyoruz. Ama ben daha önce bilardo oynamayı denediğimde çuhayı deleceğim korkusuyla oyundan atılmıştım:)
Olsun işte keyif değil mi? Etkisiz eleman olarak bir arkadaşa katılıp 2ye 1 yapılan maçta güzel vuruşlar da yapmadım değil. Gayet de keyif aldım. Türkiyede nasıl bilmiyorum ama burada bizden sonra masayı kullanmak isteyenler gelip masa kenarına bozuk para bırakıyorlar. Böylece sırada birilerinin olduğunu anlayıp bırakıyorsunuz.
Bir gecede 2 yeni şey denemek.. Hmm. Sevdim ben bu işi:) Hayat öğrenilecek o kadar çok şeyle dolu ki...
Wednesday, February 04, 2009
Kar Yağmayan Ülkeye Kar Yağarsa
İngiltereden bahsediyorum. Hani soğuk hava kütlesinin çarpıp da kar olarak düşebileceği tepesi yok diye kar yağmaz, yağsa da nadir, denilen ülke. Kasım gibi Reading e geldiğimde yağan azıcık karı sevinçle ve de şaşkınlıkla karşıladıklarını görmüştüm. Ama bu sefer 5-10 cm lik karın Londrada hayatı felç ettiğine şahit oldum.
Benim şansıma mıdır nedir, bu kış iliklerime kadar üşüdüm bu adada. Yetmedi, buzlu yollarda bir heves aldığım ,çakma,örgü ugglarla sular içinde kaldım. Kaymadan bir sonraki metro durağına kadar yürümeyi başardım ama o da ne: No Service. Metro hatlarıyla ünlü Londrada hiçbir hat doğru dürüst çalışmıyor. Otobüsler yok. Yollarda bir kaç araç dışında vasıta yok. Aman Allahım!! Zar zor bulduğum taksinin önünü kesmek usulüyle tren istasyonuna kadar gidiyorum. Ne göreyim: Tren seferleri ya iptal ya da gecikmeli. İstasyonda koca kuyruklar. Tren platformlarına geçiş serbest ama tren yok:)
Bu sene ısınmak için ekvatora yakın bir yerlerde uzun bir süre kalmam gerekecek sanırım..
Benim şansıma mıdır nedir, bu kış iliklerime kadar üşüdüm bu adada. Yetmedi, buzlu yollarda bir heves aldığım ,çakma,örgü ugglarla sular içinde kaldım. Kaymadan bir sonraki metro durağına kadar yürümeyi başardım ama o da ne: No Service. Metro hatlarıyla ünlü Londrada hiçbir hat doğru dürüst çalışmıyor. Otobüsler yok. Yollarda bir kaç araç dışında vasıta yok. Aman Allahım!! Zar zor bulduğum taksinin önünü kesmek usulüyle tren istasyonuna kadar gidiyorum. Ne göreyim: Tren seferleri ya iptal ya da gecikmeli. İstasyonda koca kuyruklar. Tren platformlarına geçiş serbest ama tren yok:)
Bu sene ısınmak için ekvatora yakın bir yerlerde uzun bir süre kalmam gerekecek sanırım..
Subscribe to:
Posts (Atom)