Gördüğünüz her bina tarihi neredeyse. Arada kalan eski, kötü yapılar ise 2. dünya savaşı sırasında bombaların denek geldiği yerleri doldurmak için zamanın kısıtlı bütçesi ile yapılmış olanlar. O kadar tarihi bir yer ki, yer altına otopark yapmak için başlatılan kazı Roma surları meydana çıkınca yarıda bırakılmış ve öylece sergilenmekte.
Viyanayı ge

Şehrin merkezi ayrıntılarla dolu. Viyanalı bir arkadaşınız varsa gezip gördüklerinizi anlamanız daha kolay. Örneğin Viyanalılar her binalarını neredeyse restore edip bakıyorlar. Ancak restoraysyon sırasında eski halini de mutlaka bırakıp insanlara en eski hali hakkında fikir veriyorlar. Tarihe bu denli saygılı oluşları da hala bu güzelliklere sahip olmalarıyla taçlandırılıyor.

Sol tarafta gördüğünüz "Der Liebe Augustin" Avusturyalıların yaşama azimlerinin simgesi haline gelmiş. Zira orta çağlarda Avrupayı kasıp kavuran Veba döneminde elindeki çalgısını çalıp sarhoş halde gezerken, vebadan ölenler için kazılan çukurun birine düşüp sızıyor. Ölü zannedilerek üstü örtülüyor ancak uyanında elindeki çalgıyı çalmaya başlıyor ve bu şekilde kurtuluyor. O kadar vebalı vücudun yanında yatmış olmasına rağmen hiç bir hastalık da kapmıyor.(Bunu tabi Alkole de bağlıyorlar:)). Ve işte böylelikle yaşama bağlılığın bir simgesi oluyor.
İşte böyle gidilesi, gezilesi bir yermiş Viyana. Yaşanan vize sıkıntılarına da değdi doğrusu. Aşırı güvenlik önlemleri Eurocup dolayısıyla daha da artarak can sıkıcı bir hal almıştı ancak biz gezmesini, keyf almasını yine de bildik:))
No comments:
Post a Comment